BEN SEN VE EVREN
SIRRIN ÇÖZÜMÜ BİZİZ...
26 Eylül 2013 Perşembe
DOLMA KALEMLER
Dolma kalem mekanik saat gibi bir baş yapıttır.Şaheserdir.Kalemlerin mekanik saatleri dolma kalemlerdir. Kitap ne kadar değerli işte kalem de o kadar değerlidir.Ve kalemlerin şahı dolma kalemlerdir.Onları anlatmakla bitmez.
UZUN SÜREDEN SONRA TEKRAR
Uzun süre yoktum hatta bir ara hesabımı kaybettim.Bazen insanın aklına gelir işte o zaman sanki zamanı gelmiştir.Ondan önce gelmez neden tam ozaman çünkü öyle olması gerektiği ve zamanı gelmiştir.Çok enteresan.
23 Şubat 2012 Perşembe
JAPONYA
Japonya ve japonları çok severim.Belkide aynı kökten geliyoruz ondan olabilir.Japonlar disiplin,kalite,azim,çok çalışma,başarı vb odaklı çalışmları.Onları dünya da batının haricinde farklı birkültürle gelişen tek ülke yapar ve bütün batıyı geçerek onlara farklı bölgelerdede gelişmenin olabileceğini göstermişlerdir.Aslında gelişimleri kabul edilen sanayileşme çağıyla başlar ve aynızaman da geleneksel olmanın yanında modernizimi de harmanlayarak yeni bir ekol ortaya çıkarmışlarıdır.Birayden çok kollektif yapıları onları toplumsal başarıya götürmüş ve yüz yıllar dır yaşayan aile şirketlerinin oluşmasını ve devam etmesini sağlamıştır.Ben bütü şirketlerini severim içlerinde bir tanesi var ki SEIKO bu şirket diğerleri gibi mükemmel bir şirket olmasının yanında sektöründede öncü ve kendini çok yükseklerde gören isviçre markalarınıda sarsmaktadır.İnanmak ve azimli bir şekilde çalışmak önemli olan bunlar ve tabiki yaşadınız toplumun iç dinamiklerindeki genler .
STAR WARS
star wars evet işte insanoğlunun aslında bir evi özünün süzülmüş hali gibi star wars insanı anlatır bir nevi ve bizi kendine öyle bağlarki gerçekten o yerlerin ve o varlıkların olduğuna inanırız yada inanmak isteriz.Star wars insanın çıkış yolu gibidir.Aradığı ama bulamadığı güce özlemidir.Bize gücü ve onun iki yüzünü gösterir.Gerçek te de böyle dir.Gerçek hayatımızda seçimlerimiz ve tercihlerimiz.bize ya karanlığı yada aydınlığı seçme şansı bırakır.İkisinden birini seçmek bize ve içimizdeki gücü seçme tarafımıza kalmıştır.Biz aslında tam neyi seçmemiz gerektiğin bilemez baze ikilemde kalırız.İşte önemli olan o ikilemden hangi tarafı seçerek çıkacağımızla gücün aydınlık tarafı seçerek çıkmamızdır.Sadece seçim karanlık taraf olmasaydı aydınlığı bilmezdik bu ilahi bir kural gibidir.işte insanlığı bir nevi anlatan yıldız savaşlarının aslında insanların içindeki savaşı anlatışıdır.Bu.
23 Kasım 2011 Çarşamba
MEKANİK SAAT İNSANLIĞIN İZ DÜŞÜMÜ
MEKANİK SAAT SADECE BİR SAAT DEĞİL DİR.MEKANİK SAAT GERÇEK SAAT TİR.MEKANİK SAAT İNSANLIĞI GEÇMİŞİ BU GÜNÜ VE GELECEĞİDİR.BU MAKİNELER SADECE BİRER MAKİNE DEĞİL AYNI ZAMANDA İNSANLIĞIN GELDİĞİ VE GELMEK İSTEDİĞİ NOKTAYI GÖSTEREN SANAT ESERLERİDİR.HERBİRİ AYRI RUHA KARAKTERE VE KİŞİLİĞE SAHİP SANAT ESERİ VE BAŞYAPITLARDIR.MEKANİK SAAT LER İNSANOĞLU NUN YARATIM SÜRECİNDE Kİ DORUK NOKTASI VE İLHAM KAYNAĞIDIR.İNSAN OĞLUNUN BİLE BİR ARADA YAŞAMAKTA ZORLANDIĞI BİR GEZEGENDE İNANILMAZ BİR EŞ GÜDÜMLE ÇALIŞAN BU MAKİNELER SANKİ İNSANLARA NİSPET EDERCESİNE ÖĞÜT VERMEK TEDİR.MEKANİK SAAT YANİ GERÇEK SAAT İNSANIN TÜM YARATIM SÜREÇLERİNİN DORUK NOKTASIDIR. AŞK TIR SEVGİDİR İNANÇ TIR AZİM VE GÜÇ TÜR .MEKANİK SAAT SADECE BİR MAKİNE OLMANIN ÖTESİNE GEÇEN TEK MAKİNEDİR.
4 Eylül 2011 Pazar
DÜNYA MUHABBETLERİ
Bugün dünyanın içinde bulunduğu durum belki yeni değişimlerin habercisi gerçi dünya hiç durmadan değişiyor.Ama temel anlamda bizim farkında olduğumuz değişimin ve yenilenmenin aslında ne olduğunu tam anlamasakta gerçekleştiğini sanıyoruz.Dünyada var olan insan sistemleri hiç bir zaman tam anlamıyla doğru,düzgün ve ne kadar mükemmelliğe yaklaşma çabasında olsa da eksiktir.Bu insanın doğasından kaynaklanan bir çeşitliliktir.Yapmamız gereken nedir.O nu herhalde içimize sormalıyız...
19 Ocak 2009 Pazartesi
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ...
EVET DEVAMLI SORULAN SORU GERÇİ SON ZAMANLARDA BAYA BİR POPÜLERLEŞTİ TABİ BUNDA DEVAMLI BİR ŞEKİLDE UFO GÖRME İHBARLARI VE AYNI ZAMANDA DA 2012 DE OLABİLECEĞİ ÖNGÖRÜLEN OLAYLAR İLGİLİ AÇIKLAMALARIN OLMASI.
TABİ BU KONUDA BENİM DURUŞUM TABİKİ POZİTİF YÖNDE OLACAKTIR.NORMAL BİR MANTIK YÜRÜTTÜĞÜMÜZDE BİLE BU KADAR BÜYÜK BİR EVRENDE YALNIZ OLMA DÜŞÜNCESİ ÖNCELİKLE HEM BİZE BÜYÜK BİR IZDIRAP VERMEK TE AYNIZAMANDADA HEMDE MANTIKSAL OLARAK YALNIZ OLMA İHTİMALİ OTOMATİKMEN ELENMEKTEDİR.
BU KONUDA KUR'AN-I KERİM'DE Kİ AYETLER,VATİKAN'IN AÇIKLAMALARI BİR ÇOK ÜLKEDEKİ SİLAHLI KUVVETLER VE SİVİL YÖNETİCİLERİN AÇIKLAMALARI BU KONUDADA OLUMLU YÖNDE BİR GÖSTERGEDİR. İNANMAK VE İNANMAMAK BU BİZİM ELİMİZDE ÖZGÜRÜZ NEYE İNANIRSAK ONLA YAŞARIZ AMA BU KONUDA ARTIK SINIRLARI KAPALI KAPILARI AÇMAK VE KENDİMİZİ AYDINLATMALIYIZ .
NEDEN,DÜNYA ÜZERİNDE BU KÜÇÜCÜK GEZEGENDE KOCAMAN SONSUZ EVRENDE KENDİMİZİ,OLDUĞUMUZ YERİ,OLANLARI ANLAMA,OLABİLECEKLERİ ÖNGÖRME,GELİŞME,İLERLEME,KENDİMİZİ HERTÜRLÜ ŞEYE KARŞI BİLGİ SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMA,KENDİMİZİ SAVUNMA,VB GİBİ BİR SÜRÜ ŞEY SAYA BİLİRİM.
İŞTE BU VE BUNUN GİBİ ŞEYLERİ YAPABİLMEMİZ İÇİN UFKUMUZU AYDINLATMALI,AÇMALI VE İLERLEMELİYİZ.DÜNYA DIŞI ZEKİ YAŞAMIN OLDUĞUNU ANLAMALIYIZ.BU İDRAK AYNI ZAMAN DA BİZİM GELİŞMEMİZİ DE SAĞLIYACAKTIR.ÇÜNKÜ BU İDRAK BİZİ AYNI ZAMANDA FARKINDALIK YARATMA VE KENDİMİZİ ANLAMA AÇISINDAN GELİŞTİRECEKTİR.
BU İDRAKA ULAŞMALIYIZ.KENDİMİZ DAİMA İLERİYİ VE TAHMİN EDİLEMEZİ GÖRECEK ŞEKİLDE GELİŞTİRMELİYİZ.
2012 VEYA BAŞKA BİR ŞEY BU BİR NEDEN SADECE EĞER ZAMANI GELDİYSE OLACAK VE BİZ BUNA UYUM SAĞLAMALI VE ANLAMALIYIZ.DÜNYA DIŞI ZEKİ VARLIKLAR 2012 HAREKETİ EVREN BİZ BUNLAR HEPSİ BİR BİRİYLE BÜTÜNLEŞİK ŞEYLERDİR.2012 İLE İLGİLİ KİMSE TAM NE OLACAĞINI BİLMİYOR AMA NEYİN DEĞİŞECEĞİN BİLİYORUZ. BİZ DEĞİŞECEĞİZ VE AYNI ZAMANDA GEZEGENİMİZİ VE EVRENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ.
İNANMAK BİZİM ELİMİZDE AMA İNANMALIYIZ.DEĞİŞİM İÇİN BU ŞART BİZ İSTEMEDEN DEĞİŞİM OLMAZ ÇÜNKÜ .
BİZ VE EVREN HEPİMİZ BÜTÜNÜN PARÇALARIYIZ...
TABİ BU KONUDA BENİM DURUŞUM TABİKİ POZİTİF YÖNDE OLACAKTIR.NORMAL BİR MANTIK YÜRÜTTÜĞÜMÜZDE BİLE BU KADAR BÜYÜK BİR EVRENDE YALNIZ OLMA DÜŞÜNCESİ ÖNCELİKLE HEM BİZE BÜYÜK BİR IZDIRAP VERMEK TE AYNIZAMANDADA HEMDE MANTIKSAL OLARAK YALNIZ OLMA İHTİMALİ OTOMATİKMEN ELENMEKTEDİR.
BU KONUDA KUR'AN-I KERİM'DE Kİ AYETLER,VATİKAN'IN AÇIKLAMALARI BİR ÇOK ÜLKEDEKİ SİLAHLI KUVVETLER VE SİVİL YÖNETİCİLERİN AÇIKLAMALARI BU KONUDADA OLUMLU YÖNDE BİR GÖSTERGEDİR. İNANMAK VE İNANMAMAK BU BİZİM ELİMİZDE ÖZGÜRÜZ NEYE İNANIRSAK ONLA YAŞARIZ AMA BU KONUDA ARTIK SINIRLARI KAPALI KAPILARI AÇMAK VE KENDİMİZİ AYDINLATMALIYIZ .
NEDEN,DÜNYA ÜZERİNDE BU KÜÇÜCÜK GEZEGENDE KOCAMAN SONSUZ EVRENDE KENDİMİZİ,OLDUĞUMUZ YERİ,OLANLARI ANLAMA,OLABİLECEKLERİ ÖNGÖRME,GELİŞME,İLERLEME,KENDİMİZİ HERTÜRLÜ ŞEYE KARŞI BİLGİ SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMA,KENDİMİZİ SAVUNMA,VB GİBİ BİR SÜRÜ ŞEY SAYA BİLİRİM.
İŞTE BU VE BUNUN GİBİ ŞEYLERİ YAPABİLMEMİZ İÇİN UFKUMUZU AYDINLATMALI,AÇMALI VE İLERLEMELİYİZ.DÜNYA DIŞI ZEKİ YAŞAMIN OLDUĞUNU ANLAMALIYIZ.BU İDRAK AYNI ZAMAN DA BİZİM GELİŞMEMİZİ DE SAĞLIYACAKTIR.ÇÜNKÜ BU İDRAK BİZİ AYNI ZAMANDA FARKINDALIK YARATMA VE KENDİMİZİ ANLAMA AÇISINDAN GELİŞTİRECEKTİR.
BU İDRAKA ULAŞMALIYIZ.KENDİMİZ DAİMA İLERİYİ VE TAHMİN EDİLEMEZİ GÖRECEK ŞEKİLDE GELİŞTİRMELİYİZ.
2012 VEYA BAŞKA BİR ŞEY BU BİR NEDEN SADECE EĞER ZAMANI GELDİYSE OLACAK VE BİZ BUNA UYUM SAĞLAMALI VE ANLAMALIYIZ.DÜNYA DIŞI ZEKİ VARLIKLAR 2012 HAREKETİ EVREN BİZ BUNLAR HEPSİ BİR BİRİYLE BÜTÜNLEŞİK ŞEYLERDİR.2012 İLE İLGİLİ KİMSE TAM NE OLACAĞINI BİLMİYOR AMA NEYİN DEĞİŞECEĞİN BİLİYORUZ. BİZ DEĞİŞECEĞİZ VE AYNI ZAMANDA GEZEGENİMİZİ VE EVRENİ DEĞİŞTİRECEĞİZ.
İNANMAK BİZİM ELİMİZDE AMA İNANMALIYIZ.DEĞİŞİM İÇİN BU ŞART BİZ İSTEMEDEN DEĞİŞİM OLMAZ ÇÜNKÜ .
BİZ VE EVREN HEPİMİZ BÜTÜNÜN PARÇALARIYIZ...
KİTAP ÖNERİLERİ
Benim okuduğum ve mutlak her Türk'ün okuması gereken MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün kendisinin yazdığı nutuk'u mutlaka okuyunuz..
Ayrıca önereceğim kitaplar maksim gorki'nin ana kitabı harika bir kitap
Aydın ilerive Tayfun talipoğlu'nun Eşekle gelen aydınlık
İskender özturanlı TÜRKİYE VE ATATÜRKİYE
kutsal dalai lama ve Howard C. cutler mutluluk sanatı yaşam için bir el kitabı
chrıs freeman luc soete yenilik iktisadı
şimdilik bukadar ...
Ayrıca önereceğim kitaplar maksim gorki'nin ana kitabı harika bir kitap
Aydın ilerive Tayfun talipoğlu'nun Eşekle gelen aydınlık
İskender özturanlı TÜRKİYE VE ATATÜRKİYE
kutsal dalai lama ve Howard C. cutler mutluluk sanatı yaşam için bir el kitabı
chrıs freeman luc soete yenilik iktisadı
şimdilik bukadar ...
İNSANLIK
İnsanlık geçmişini arıyor insanlık geleceğini soruyor.Biz insanlar genlerimizden gelen olumlu yada olumsuz bütün benliğimizle birlikte ruhumuzu eğitiyoruz.Sevgi bu eğitme çabasında ve aynı zamanda her şeyimizle gelişmemiz safhasında en büyük desteğimiz.
Sevgi olmadan bir şeye sevgi duyulmadan hiç bir şey yapılamıyor ve hiç bir şey olmuyor yani kısacası sevgi bizim ve evrenin hamurundaki su gibi temel olmazza olmaz ve bütünlük için gerekli saf ama aynı zamanda tek başına hayat veren yönlendiren ve herşeyin temelinde olması gereken,dünyamız bizim düşünce ve fikirlerimizle şekilleniyor.
Zannetmeyelimki düşünce elle tutulmayan bir şey hayır düşünce su gibi hava gibi katı bir şey ve herzaman hem kendimiz hem dünyamız hemde evren için olumlu pozitif ve içinde sevgi içeren düşünceler şart.Bu şekilde düşünmek değişmemiz ve gelişmemiz için şart...
Sevgi olmadan bir şeye sevgi duyulmadan hiç bir şey yapılamıyor ve hiç bir şey olmuyor yani kısacası sevgi bizim ve evrenin hamurundaki su gibi temel olmazza olmaz ve bütünlük için gerekli saf ama aynı zamanda tek başına hayat veren yönlendiren ve herşeyin temelinde olması gereken,dünyamız bizim düşünce ve fikirlerimizle şekilleniyor.
Zannetmeyelimki düşünce elle tutulmayan bir şey hayır düşünce su gibi hava gibi katı bir şey ve herzaman hem kendimiz hem dünyamız hemde evren için olumlu pozitif ve içinde sevgi içeren düşünceler şart.Bu şekilde düşünmek değişmemiz ve gelişmemiz için şart...
18 Ocak 2009 Pazar
camın sırları
Burada da aynı açıklamaya veriyorum, belki biraz daha farklı kelimeler kullanarak. Camın hemen hemen bütün özellikleri katı gibi davrandığını gösteriyor. Peki neden bazıları camı sıvı olarak düşünüyor? Önce bunu açıklamaya çalışalım.
Akışkanlık açısından sıvıların çok çeşitli olduğunu hatırlayalım. Örneğin elimizde bir bardak içinde bir sıvı olsun ve biz bu bardağı ters çevirerek sıvıyı boşaltmaya çalışalım. Değişik sıvılar, değişik sürelerde boşalır. Örneğin su 1 saniye içinde tamamen bardağı terk eder. Bal veya gliserin gibi daha kıvamlı sıvılar için bu süre daha uzundur. Diyelim 1 dakika. Sıvıların akışkanlık özelliklerini belirleyen viskoside (ağdalılık) diye adlandırdığımız nicel bir özellikleri var. Değişik sıvılarda bu nicelik çok farklı değerler alıyor. Bunun alabileceği değerlerin bir en yüksek veya en düşük değeri de yok (kuramsal olarak böyle bir sınırlama yok). Dolayısıyla, baldan çok daha fazla ağdalı sıvılar da olabilir. Örneğin daha ağdalı bir sıvı bardağı 1 ayda boşaltır, çok daha ağdalı olan başka biri 1 yılda vs. Peki, eğer bir sıvı bardağı çok çok daha uzun bir süre, diyelim 10 trilyon yıl (evrenin yaşının 1000 katı) içinde boşaltıyorsa, o zaman bu sıvıya gerçekten �sıvı� diyebilir miyiz? Burada süre o kadar uzun ki, bu maddenin gerçekten akmaya başladığını değil gözlerimizle, hassas deney aletleriyle bile algılamamız imkansız.
Bu bilimsel bir soru olmaktan daha çok, kullandığımız dille ilgili bir soru (veya felsefi bir soru). Aslında bu maddenin bir sıvı olduğunu baştan kabul ettik. Sıvılar için kullandığımız bir niceliği, viskositeyi, bu maddeyi tarif etmek için kullanıyoruz. Bunun bildiğimiz sıvılardan tek farkı, sadece viskosite değerinin aşırı derecede büyük olması. Büyük veya değil, böyle bir niceliğin söz konusu olması ne kadar yavaş olsa da akışkanlık anlamına geliyor, bu da o madde sıvıdır demektir. Ama, pratik anlamda bakarsak, bardağın içine koyduğumuz şey bizim zaman ölçeklerimize göre (1 yıl, 10 yıl veya 1000 yıl içinde) fark edilebilir hiç bir akma belirtisi göstermiyorsa, o zaman bu şeyin katılardan farklı olduğunu nasıl iddia edebiliriz? Bazı bilim adamları bu soruyu �pratik� anlamda cevaplamak için rasgele bir sınır koymuşlar: Eğer bir cisim 2 yıl içinde herhangi bir akma belirtisi göstermiyorsa, o cisim pratik anlamda bir katıdır. Buradaki �2 yıl� süresi biraz rasgele bir sayı, ama bunun da savunulabilir bir yönü var. İki yıl, bir doktora öğrencisinin yapabileceği en uzun deney süresi. Gerçi çok daha uzun süren deneyler de yapılmış geçmişte ama en azından bir öğrencinin öğrenim süresi içinde yapabileceği deney olarak 2 yıl oldukça uzun bir süre. Cam, bu anlamda bir katı (yani pratik anlamda).
Peki, madem camın aktığını gözlemleyemiyoruz, o halde camın sıvı olduğu iddiası nereden kaynaklanıyor? Bu biraz camın yapılma süreciyle ilgili bir şey. Camın nasıl yapıldığı hakkında başka kaynaklardan gerekli bilgileri alabilirsiniz. Ben burada sadece konumuz için gerekli olanlar üzerinde duracağım. Önce �aşırı soğutma� dediğimiz bir olguyu açıklamaya çalışacağım. Aşırı soğutma, bir sıvıyı donma noktasının altındaki sıcaklıklara, herhangi bir donma belirtisi göstermeksizin soğutmaya deniyor. Örneğin saf su, bir atmosfer basınç altında -10 dereceye kadar aşırı soğutulabilir. Bu şartlar altında suyun donma noktası 0 derece. Ama bazı şartlar altında, herhangi bir donma olmaksızın daha düşük sıcaklıklarda da su elde etmek mümkün. Böyle bir su oldukça kararsızdır. Örneğin, suyun içine bir kaşık atarsanız, su aniden donar. Dolayısıyla, aşırı soğutma şartlarından biri bu süreç içinde kabı fazla sallamamak. Bunun dışında da bazı başka şartlar var elbette.
Aşırı soğumanın nedeni şu. Normalde bir sıvının, örneğin suyun, donmaya başlaması için sıvı içinde bir katı çekirdeği oluşması gerekir. Sonra, sıvıdaki moleküller tek tek katı çekirdek üzerine eklenerek bu katı kütleyi yavaş yavaş büyütürler. Yani, donma her yerde aynı anda olmaz. Bir veya bir kaç yerde başlar ve bu noktaların çevresinde büyür. Aşırı soğutmayı gerçekleştirmek için yapılabilecek iki şey var. (1) Çekirdek oluşmasını engellemek. Bu bir çoklarına garip gelebilir ama donma noktasının altında bile, sıvının herhangi bir yerinde bir çekirdek oluşması oldukça zor. Bunun nedeni yüzey gerilimi kuvvetiyle ilgili bir şey ama ikisi arasındaki ilişkiyi burada açıklamak gereksiz. Ama, çekirdekler sıvı içinde bir düzensizlik olduğu zaman çok rahat oluşabiliyor. Bu düzensizlik sıvı içinde bir toz parçası olabilir (katı, toz parçasının çevresinde büyümeye başlar) veya kabın duvarlarında çizik gibi şeyler. Suyu aşırı soğutabilmek için kullandığınız kabın temiz ve çiziksiz, suyun da yeteri kadar temiz olması gerekiyor. (2) Çekirdeğin büyüme hızını azaltmak da donma hızını azaltır. Eğer sıvının akışkanlığı düşükse (yüksek ağdalılık), o zaman sıvı molekülleri oldukça yavaş hareket ettiklerinden, bir çekirdek oluşsa bile bu oldukça yavaş büyür.
Camlar ikinci teknik kullanılarak oluşturulmuş aşırı soğutulmuş sıvılardır. Camın yapımında kullanılan karışım en başta normal sıvı olduğu (donma noktasının üzerinde) sıcaklıktadır. Sonra karışım hızla soğutulur (�hızla� derken bize göre değil de, donma hızına göre hızla demek istiyorum). Bu süreç içinde sıvı içinde donmuş çekirdekler oluşsa bile, büyüyecek zamanları olmaz. Karışımı ne kadar soğutursanız, viskosite (ağdalılık) o kadar artar, dolayısıyla çekirdek büyüme hızı da o derece azalır. Cam, normal oda sıcaklığına geldiğinde hala bu sıvı özelliklerini korumaktadır ama akışkanlığı o kadar düşmüştür ki, artık pratik olarak bunun bir sıvı olduğu fark edilemez. İşte camın sıvı olduğunu iddia edenlerin dayanak noktaları bu. Kısacası, camın hala bir sıvı olduğunu ve akmaya devam ettiğini, sadece bizim bunu fark edemediğimizi söylerler.
Son olarak atomik yapı. İki farklı tür yapıdan bahsedebiliriz. Bunlardan birincisi atomların yan yana düzgün olarak dizildikleri yapılar ki biz bu yapılara kristal diyoruz. Çevremizde gördüğümüz neredeyse tüm katılar kristal yapıdadır. Kristal yapının bir katının girebileceği en düşük enerjili yapı olduğunu da söyleyebiliriz. Bunun dışında, atomların düzensiz olarak yerleştirildiği �katı� yapılara da amorf diyoruz. Camlar amorf yapıda. Gerçi amorf yapılarda kısa erimli bir düzen vardır ama bunlar kristaller kadar düzenli değildir. Örneğin, düzensiz yapılaşmış bir kent düşünün. Daha önce yapılan evlerin yakınlarına yeni yapılan binalar bunlara uygun yapılmıştır ve dolayısıyla bir takım sokaklar oluşmuştur, ama tüm kent düşünüldüğünde sokaklar rasgele yönlerdedir. Tamamen düzenli bir kentteyse, kentteki bütün sokaklar ya doğu-batı veya kuzey-güney doğrultusundadır. Neyse, enerji açısından düşünüldüğünde amorf bir yapı, atomlarının yerini değiştirerek kristal bir yapıya girme eğilimindedir. Camda da bu kuşkusuz doğru. Fakat, bir kaç atomun yerlerinden ayrılarak başka yerlere gitmelerinin önünde enerji açısında yüksek engeller var. Eğer bu engeller aşılırsa, kristal yapının büyümesi söz konusu. Kısacası, yukarıda anlattığım şeyler hala geçerli. Aşırı donmuş bir sıvı, hala katı çekirdeklerin (kristal) büyümesi devam ediyor ama bu süreç çok yavaş işliyor. Önemli bir nokta bu sürecin kristalleşmeyle (gerçek anlamıyla katılaşma, donma) bitmesi. Fakat, bu süreç devam ederken makro ölçekte şekil değişikliği olması da mümkün (akma). Demek istediğim, cam bir sıvı olsa bile, bal veya su gibi akıp giden bir sıvı değildir. Hareketin sonu her zaman donmadır.
Son olarak, amorf yapıda bile katı özelliklerinin gösterildiğini belirtelim. Örneğin, esneklik. Bir pencere camını ortadan parmağınızla iterseniz, cam zorladığınız yönde şeklini değiştirir. Fakat, parmağınız çeker çekmez tekrar geri gelir. Hiç bir sıvıda görmediğiniz bir özellik bu. Bunun anlamı amorf yapıdaki atomların deformasyon sırasında ve parmak kalktıktan sonra birbirlerine göre konumlarını az çok korumaları. Bir sıvıda ise parmağımızı bastığımız anda, atomlar büyük oranda yer değiştirir, bazı atomlar komşularından tamamen uzaklaşır, yeni komşular kazanır vs. Parmağımızı çektikten sonra da, sıvı bu yeni atomik yapıyı başlangıç alarak akmaya devam eder (esnek maddelerde olduğu gibi, ilk konuma dönemez).
Sonuç olarak, herkesin yaptığı gibi, son kararı siz verin. Cam katı mıdır, sıvı mıdır, yoksa kendine özgü bir madde midir, bu tamamen size kalmış. Ama pratik tanımların kullanışlılığını da göz ardı etmeyin: Kafanızı bir cama çarparsanız bu kuramsal tartışmanın hiç bir önemi kalmaz.
Akışkanlık açısından sıvıların çok çeşitli olduğunu hatırlayalım. Örneğin elimizde bir bardak içinde bir sıvı olsun ve biz bu bardağı ters çevirerek sıvıyı boşaltmaya çalışalım. Değişik sıvılar, değişik sürelerde boşalır. Örneğin su 1 saniye içinde tamamen bardağı terk eder. Bal veya gliserin gibi daha kıvamlı sıvılar için bu süre daha uzundur. Diyelim 1 dakika. Sıvıların akışkanlık özelliklerini belirleyen viskoside (ağdalılık) diye adlandırdığımız nicel bir özellikleri var. Değişik sıvılarda bu nicelik çok farklı değerler alıyor. Bunun alabileceği değerlerin bir en yüksek veya en düşük değeri de yok (kuramsal olarak böyle bir sınırlama yok). Dolayısıyla, baldan çok daha fazla ağdalı sıvılar da olabilir. Örneğin daha ağdalı bir sıvı bardağı 1 ayda boşaltır, çok daha ağdalı olan başka biri 1 yılda vs. Peki, eğer bir sıvı bardağı çok çok daha uzun bir süre, diyelim 10 trilyon yıl (evrenin yaşının 1000 katı) içinde boşaltıyorsa, o zaman bu sıvıya gerçekten �sıvı� diyebilir miyiz? Burada süre o kadar uzun ki, bu maddenin gerçekten akmaya başladığını değil gözlerimizle, hassas deney aletleriyle bile algılamamız imkansız.
Bu bilimsel bir soru olmaktan daha çok, kullandığımız dille ilgili bir soru (veya felsefi bir soru). Aslında bu maddenin bir sıvı olduğunu baştan kabul ettik. Sıvılar için kullandığımız bir niceliği, viskositeyi, bu maddeyi tarif etmek için kullanıyoruz. Bunun bildiğimiz sıvılardan tek farkı, sadece viskosite değerinin aşırı derecede büyük olması. Büyük veya değil, böyle bir niceliğin söz konusu olması ne kadar yavaş olsa da akışkanlık anlamına geliyor, bu da o madde sıvıdır demektir. Ama, pratik anlamda bakarsak, bardağın içine koyduğumuz şey bizim zaman ölçeklerimize göre (1 yıl, 10 yıl veya 1000 yıl içinde) fark edilebilir hiç bir akma belirtisi göstermiyorsa, o zaman bu şeyin katılardan farklı olduğunu nasıl iddia edebiliriz? Bazı bilim adamları bu soruyu �pratik� anlamda cevaplamak için rasgele bir sınır koymuşlar: Eğer bir cisim 2 yıl içinde herhangi bir akma belirtisi göstermiyorsa, o cisim pratik anlamda bir katıdır. Buradaki �2 yıl� süresi biraz rasgele bir sayı, ama bunun da savunulabilir bir yönü var. İki yıl, bir doktora öğrencisinin yapabileceği en uzun deney süresi. Gerçi çok daha uzun süren deneyler de yapılmış geçmişte ama en azından bir öğrencinin öğrenim süresi içinde yapabileceği deney olarak 2 yıl oldukça uzun bir süre. Cam, bu anlamda bir katı (yani pratik anlamda).
Peki, madem camın aktığını gözlemleyemiyoruz, o halde camın sıvı olduğu iddiası nereden kaynaklanıyor? Bu biraz camın yapılma süreciyle ilgili bir şey. Camın nasıl yapıldığı hakkında başka kaynaklardan gerekli bilgileri alabilirsiniz. Ben burada sadece konumuz için gerekli olanlar üzerinde duracağım. Önce �aşırı soğutma� dediğimiz bir olguyu açıklamaya çalışacağım. Aşırı soğutma, bir sıvıyı donma noktasının altındaki sıcaklıklara, herhangi bir donma belirtisi göstermeksizin soğutmaya deniyor. Örneğin saf su, bir atmosfer basınç altında -10 dereceye kadar aşırı soğutulabilir. Bu şartlar altında suyun donma noktası 0 derece. Ama bazı şartlar altında, herhangi bir donma olmaksızın daha düşük sıcaklıklarda da su elde etmek mümkün. Böyle bir su oldukça kararsızdır. Örneğin, suyun içine bir kaşık atarsanız, su aniden donar. Dolayısıyla, aşırı soğutma şartlarından biri bu süreç içinde kabı fazla sallamamak. Bunun dışında da bazı başka şartlar var elbette.
Aşırı soğumanın nedeni şu. Normalde bir sıvının, örneğin suyun, donmaya başlaması için sıvı içinde bir katı çekirdeği oluşması gerekir. Sonra, sıvıdaki moleküller tek tek katı çekirdek üzerine eklenerek bu katı kütleyi yavaş yavaş büyütürler. Yani, donma her yerde aynı anda olmaz. Bir veya bir kaç yerde başlar ve bu noktaların çevresinde büyür. Aşırı soğutmayı gerçekleştirmek için yapılabilecek iki şey var. (1) Çekirdek oluşmasını engellemek. Bu bir çoklarına garip gelebilir ama donma noktasının altında bile, sıvının herhangi bir yerinde bir çekirdek oluşması oldukça zor. Bunun nedeni yüzey gerilimi kuvvetiyle ilgili bir şey ama ikisi arasındaki ilişkiyi burada açıklamak gereksiz. Ama, çekirdekler sıvı içinde bir düzensizlik olduğu zaman çok rahat oluşabiliyor. Bu düzensizlik sıvı içinde bir toz parçası olabilir (katı, toz parçasının çevresinde büyümeye başlar) veya kabın duvarlarında çizik gibi şeyler. Suyu aşırı soğutabilmek için kullandığınız kabın temiz ve çiziksiz, suyun da yeteri kadar temiz olması gerekiyor. (2) Çekirdeğin büyüme hızını azaltmak da donma hızını azaltır. Eğer sıvının akışkanlığı düşükse (yüksek ağdalılık), o zaman sıvı molekülleri oldukça yavaş hareket ettiklerinden, bir çekirdek oluşsa bile bu oldukça yavaş büyür.
Camlar ikinci teknik kullanılarak oluşturulmuş aşırı soğutulmuş sıvılardır. Camın yapımında kullanılan karışım en başta normal sıvı olduğu (donma noktasının üzerinde) sıcaklıktadır. Sonra karışım hızla soğutulur (�hızla� derken bize göre değil de, donma hızına göre hızla demek istiyorum). Bu süreç içinde sıvı içinde donmuş çekirdekler oluşsa bile, büyüyecek zamanları olmaz. Karışımı ne kadar soğutursanız, viskosite (ağdalılık) o kadar artar, dolayısıyla çekirdek büyüme hızı da o derece azalır. Cam, normal oda sıcaklığına geldiğinde hala bu sıvı özelliklerini korumaktadır ama akışkanlığı o kadar düşmüştür ki, artık pratik olarak bunun bir sıvı olduğu fark edilemez. İşte camın sıvı olduğunu iddia edenlerin dayanak noktaları bu. Kısacası, camın hala bir sıvı olduğunu ve akmaya devam ettiğini, sadece bizim bunu fark edemediğimizi söylerler.
Son olarak atomik yapı. İki farklı tür yapıdan bahsedebiliriz. Bunlardan birincisi atomların yan yana düzgün olarak dizildikleri yapılar ki biz bu yapılara kristal diyoruz. Çevremizde gördüğümüz neredeyse tüm katılar kristal yapıdadır. Kristal yapının bir katının girebileceği en düşük enerjili yapı olduğunu da söyleyebiliriz. Bunun dışında, atomların düzensiz olarak yerleştirildiği �katı� yapılara da amorf diyoruz. Camlar amorf yapıda. Gerçi amorf yapılarda kısa erimli bir düzen vardır ama bunlar kristaller kadar düzenli değildir. Örneğin, düzensiz yapılaşmış bir kent düşünün. Daha önce yapılan evlerin yakınlarına yeni yapılan binalar bunlara uygun yapılmıştır ve dolayısıyla bir takım sokaklar oluşmuştur, ama tüm kent düşünüldüğünde sokaklar rasgele yönlerdedir. Tamamen düzenli bir kentteyse, kentteki bütün sokaklar ya doğu-batı veya kuzey-güney doğrultusundadır. Neyse, enerji açısından düşünüldüğünde amorf bir yapı, atomlarının yerini değiştirerek kristal bir yapıya girme eğilimindedir. Camda da bu kuşkusuz doğru. Fakat, bir kaç atomun yerlerinden ayrılarak başka yerlere gitmelerinin önünde enerji açısında yüksek engeller var. Eğer bu engeller aşılırsa, kristal yapının büyümesi söz konusu. Kısacası, yukarıda anlattığım şeyler hala geçerli. Aşırı donmuş bir sıvı, hala katı çekirdeklerin (kristal) büyümesi devam ediyor ama bu süreç çok yavaş işliyor. Önemli bir nokta bu sürecin kristalleşmeyle (gerçek anlamıyla katılaşma, donma) bitmesi. Fakat, bu süreç devam ederken makro ölçekte şekil değişikliği olması da mümkün (akma). Demek istediğim, cam bir sıvı olsa bile, bal veya su gibi akıp giden bir sıvı değildir. Hareketin sonu her zaman donmadır.
Son olarak, amorf yapıda bile katı özelliklerinin gösterildiğini belirtelim. Örneğin, esneklik. Bir pencere camını ortadan parmağınızla iterseniz, cam zorladığınız yönde şeklini değiştirir. Fakat, parmağınız çeker çekmez tekrar geri gelir. Hiç bir sıvıda görmediğiniz bir özellik bu. Bunun anlamı amorf yapıdaki atomların deformasyon sırasında ve parmak kalktıktan sonra birbirlerine göre konumlarını az çok korumaları. Bir sıvıda ise parmağımızı bastığımız anda, atomlar büyük oranda yer değiştirir, bazı atomlar komşularından tamamen uzaklaşır, yeni komşular kazanır vs. Parmağımızı çektikten sonra da, sıvı bu yeni atomik yapıyı başlangıç alarak akmaya devam eder (esnek maddelerde olduğu gibi, ilk konuma dönemez).
Sonuç olarak, herkesin yaptığı gibi, son kararı siz verin. Cam katı mıdır, sıvı mıdır, yoksa kendine özgü bir madde midir, bu tamamen size kalmış. Ama pratik tanımların kullanışlılığını da göz ardı etmeyin: Kafanızı bir cama çarparsanız bu kuramsal tartışmanın hiç bir önemi kalmaz.
[Jessie J]
Seems like everybody's got a price,
I wonder how they sleep at night.
When the sale comes first,
And the truth comes second,
Just stop, for a minute and
Smile
Why is everybody so serious!
Acting so damn mysterious
You got your shades on your eyes
And your heels so high
That you can't even have a good time.
[Pre-chorus]
Everybody look to their left (yeah)
Everybody look to their right (ha)
Can you feel that (yeah)
We're paying with love tonight
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[Jessie J - Verse 2]
We need to take it back in time,
When music made us all UNITE!
And it wasn't low blows and video hoes,
Am I the only one gettin'... tired?
Why is everybody so obsessed?
Money can't buy us happiness
Can we all slow down and enjoy right now
Guarantee we'll be feeling Alright.
[Pre-chorus]
Everybody look to their left (yeah)
Everybody look to their right (ha)
Can you feel that (yeah)
We're paying with love tonight
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[B.o.B]
Yeah yeah
well, keep the price tag
and take the cash back
just give me six strings and a half step.
and you can keep the cars
leave me the garage
and all I..
yes all I need are keys and guitars
and guess what, in 30 seconds I'm leaving to Mars
yes we leaving across these undefeatable odds
its like this man, you can't put a price on the life
we do this for the love so we fight and sacrifice everynight
so we aint gon stumble and fall never
waiting to see, a sign of defeat uh uh
so we gon keep everyone moving their feet
so bring back the beat and everybody sing
it's not about...
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[Jessie J -Outro]
Yeah, yeah
Oo-oooh
Forget about the price tag.
Seems like everybody's got a price,
I wonder how they sleep at night.
When the sale comes first,
And the truth comes second,
Just stop, for a minute and
Smile
Why is everybody so serious!
Acting so damn mysterious
You got your shades on your eyes
And your heels so high
That you can't even have a good time.
[Pre-chorus]
Everybody look to their left (yeah)
Everybody look to their right (ha)
Can you feel that (yeah)
We're paying with love tonight
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[Jessie J - Verse 2]
We need to take it back in time,
When music made us all UNITE!
And it wasn't low blows and video hoes,
Am I the only one gettin'... tired?
Why is everybody so obsessed?
Money can't buy us happiness
Can we all slow down and enjoy right now
Guarantee we'll be feeling Alright.
[Pre-chorus]
Everybody look to their left (yeah)
Everybody look to their right (ha)
Can you feel that (yeah)
We're paying with love tonight
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[B.o.B]
Yeah yeah
well, keep the price tag
and take the cash back
just give me six strings and a half step.
and you can keep the cars
leave me the garage
and all I..
yes all I need are keys and guitars
and guess what, in 30 seconds I'm leaving to Mars
yes we leaving across these undefeatable odds
its like this man, you can't put a price on the life
we do this for the love so we fight and sacrifice everynight
so we aint gon stumble and fall never
waiting to see, a sign of defeat uh uh
so we gon keep everyone moving their feet
so bring back the beat and everybody sing
it's not about...
[Chorus]
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
It's not about the money, money, money
We don't need your money, money, money
We just wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag
Ain't about the (uh) Cha-Ching Cha-Ching.
Aint about the (yeah) Ba-Bling Ba-Bling
Wanna make the world dance,
Forget about the Price Tag.
[Jessie J -Outro]
Yeah, yeah
Oo-oooh
Forget about the price tag.
ne o ne bu nede şu her şey bizim içimizde
aslında neyiz nasılız bu bir yaşam ama amacı ne farkındalıklarımız ne sorular ya cevaplar?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)